Peter Drucker’ın daha önce “Yönetim” adlı kitabını sizler ile paylaşmıştım. Bu sefer sizlere Peter Drucker’ın yazılarından bir derleme kitabı olan “Gün Gün Drucker” kitabından bahsetmek istiyorum.
Kitap yapısı itibari ile tek sayfalık 365 yazıdan oluşuyor. Adından da anlaşılacağı üzere her gün için Drucker kitapta bir fikir/yazı paylaşımı yapmış. Kitap özellikle iş ve yönetim kitaplarına ilgi duyanlar için bence bir hazine niteliği taşımakta. Hem akıcı hem de çok net bir şekilde mesajların verildiği sayfalarda altını çizdiğim yüzlerce cümle oldu.
Kitap içerisinde yönetim, değer, işe alma, kişi yönetimi, ekonomik faaliyetlerin amacı, kamusal yönetimin amacı, inovasyon, problem çözme gibi konularda farklı bir çok yazı var.
Kurumsal hayat aslında dışarıdan bakıldığı zaman bir sistem üzerine kurulmuş profesyonellerden oluşan, iyi işleyen bir yapı gibi gözükür. Ancak detaya indiğiniz zaman çok ciddi hatalar, eksiklikler ve kaos ile karşılaşırsınız. Bunun en büyük sebebi genelde yönetim eksikliğidir. Benim kişisel görüşüme göre, yönetimin işi tam olarak işin gerekliliklerine ve vizyonuna uygun bir şekilde sistemi yönlendirmek ve sürekli olarak gerekli düzeltmeleri yapmaktır. Ancak genelde pratik dünyada rastladığımız sistemlerde ise mevcut kişilerin sübjektif yönetimi ile düzenin üzerinde çok fazla değişiklik yapmadan, sürekli değişimi vurgulayan ancak değişimin sadece dışarıda olması gerektiğini düşünen ve değişimden kişisel olarak korkan yapıları görmekteyiz. Eğer bir yönetici nasıl olmalı sence derseniz, bence tam da Peter Drucker’ın yazmış olduğu gibi derim. (benim gibi düşünen insanların varlığını görmekte gayet keyif verici) Yönetici benim gözümde – Ayn Rand’ın kitaplarındaki karakterler gibi – keskin ve net olmalıdır. Tüm konular üzerinde kafa yormalı ve fikir sahibi olmalıdır. Hata yapmamak mümkün olmadığı için, hataları sadece bir öğrenme aracı gibi görerek yoluna devam etmelidir. Performansı ayırt etmeli, adaleti sağlamalı ve zamanını sürekli olarak daha iyiye ulaşmak için ne yapmalıyız sorusuna cevap arayarak geçirmelidir.
Aşağıda altını çizdiğim cümlelerden bir kaçını paylaşmak istiyorum.
* Önemli olan karizma değildir. Önemli olan, liderin doğru istikamete götürüp götürmediğidir.
* Ekonomik gelişim teorisi gösteriyor ki inovatör dışında hiç kimse gerçek bir “kar” elde etmez. İnovatörün karı ise her zaman kısa ömürlüdür.
* Geleceğin toplumundaki kuruluşlarda şirket, üst yönetimden ibaret olacaktır. Diğer her şey dışarıdan temin edilebilir.
* Bilanço yönetim performansını değil, işletme performansını ölçer ve bir işletmenin bugünkü performansı büyük ölçüde yönetimin geçmiş yıllardaki performansının bir sonucudur.
* Bir sektörün düşüşe geçtiğini gösteren ilk işaret o sektörün yetenekli insanların gözünde çekiciliğini yitirmesidir !!
* Bir performans kaydı hataları da içermelidir. Başarısızlıkları da içermelidir. Kişinin güçlü yanları kadar sınırlı olduğu yanları da açığa çıkarmalıdır.
* Gerçekten kendine özgü durumlar çok nadirdir; bir kuruluşun yaşadığı her problem daha önce bir başkası tarafından çözülmüştür. Standart bir kural ya da ilke sorunların birçoğunu çözer.
* Güçlü insanların zaafları da güçlüdür.
Daha bunun gibi onlarca satırın altını çizdim ancak sizlere bir fikir vermesi için üsttekileri paylaştım. Kitap daha önce yazdığım gibi yönetim konusuna ilgi duyan herkesin mutlaka okuması ve üzerine düşünmesi gereken bir kitap.
Misel Aji'nin Dünyası 