Türk Musevi Cemaati Onursal Başkanı Bensiyon Pinto’nun Anlatmasam Olmazdı adlı kitabını geçen ay okudum. Kitap Bensiyon Pinto’nun hayat hikayesini ve Türk Musevi Cemaati’nin Türkiye’de başından geçen bazı olayları anlatan bir biyografi kitabıdır. Biyografi kitaplarına ilgi duyan birisi olarak kitabı beğendiğimi söyleyebilirim.
Kitap Bensiyon Pinto’nun çocukluğu ile başlayarak Musevi Cemaati başkanlığı yaptığı döneme kadar olan tüm evreleri ele alıyor.
Kitabın ilk bölümünde Bensiyon Pinto’nun çocukluk anılarına şahitlik ediyorsunuz. Dedesinin yanında çalışırken öğrendikleri, aile içi gözlemleri, eski İstanbul vb. tüm samimiyetiyle bu bölüm içerisinde yer alıyor. Bu bölümden güzel bir anekdot olarak, bir gün dedesinin yanında çalışırken dedesinin para sakladığı yerden bir miktar para alıyor ve dedesine haberi yokmuş gibi yapıyor. Daha sonra yaptığından korkarak parayı yerde bulmuş gibi yapıyor ama tabiki dedesi mevzuyu çok önceden anlamış oluyor. Bensiyon Pinto’ya “bir daha asla sözünün doğru olduğunu ispat için yemin etmeye kalkma” gibi önemli bir ders veriyor.
Kitabın ilerleyen bölümlerinde Türk Musevi Cemaat’i için çabaları, yönetim biçimi ve gerçekleştirdiği projeleri, başından geçen bir çok krizi bulabiliyorsunuz. Sinangog bombalanmasından, hamursuz ekmeklerin gümrüğe takılmasına, devlet adamları ile birebir ilişkilerinden bir cemaat başkanı olarak beklentilerine, askerlik anılarından varlık vergisine kadar bir çok detay çok samimi bir şekilde kitapta yer alıyor. Açıkcası kriz anını yaşamış bir kişinin gözünden bu olayları dinlemek bana enteresan geldi. Ben açıkcası samimi ve kolay bir yazım dili ile yazılmış sayfaları hızlıca okuyarak kitabın sonuna vardım. Kitaptanda oldukça keyif aldım. Topluluk başkanının gözünden olayları yorumlamak isteyenler için oldukça başarılı bir biyografi.
Kitaptan altını çizdiğim bazı cümleler,
- Peki nasıl büyük adam olunur ? Hareketlerle, tavırlarla, düşüncelerle ve bütün bunları zamanında hayata geçirmekle, doğru zamanda doğru karar vermekle olunur.
- İnsan doğru kişilerle çalışırsa her zaman kazanır.
- Yavaş yavaş düşüncelerin kaçmakla değil tartışmakla, anlatmakla, dinlemek ve dinletmekle, vazgeçmemekle kabul ettirileceğini anlamaya başlamıştım.
- Hazırlıksız konuşursa insanın yanlış yapma ihtimali daha kuvvetlidir.
- Büyük görevleri olanlar, büyük düşünmek zorundadır.
- Soru sormayanların cevapları da yoktur.
- Yenilikleri kabul etmek, eskiyi unutmak değildir.
Misel Aji'nin Dünyası 