Bu hafta kronik kitap tarafından yayınlanan Martin Ford’un yazmış olduğu Robotların Yükselişi adlı kitabı okudum. Kitap açıkcası son zamanlarda okuduğum en enteresan ve güzel kitaptır.
Yapay Zeka, Robotlar vb. tanımlar günümüzün en güncel konuları arasında yer almaktadır. Kitap bu kavramların hayatımıza, topluma, ekonomiye, insana, yaşama nasıl bir etki yapacağını çok müthiş bir şekilde, istatistiklerle araştırmalarla anlatmaktadır.
Kitap konuya enteresan bir istatistik ile başlıyor. Çalışan maaşlarının son yıllarda reel olarak (enflasyondan arındırılmış olarak) artmadığını ancak buna karşın şirket karlarının çok ciddi bir biçimde arttığını gözler önüne seriyor. Bu aslında daha az işçi veya aynı sayıda işçi ile daha “karlı” işlerin yapılabildiğini gösteriyor. Otomasyon dalgası geldikçe işçilerin işten çıkartılması kaçınılmazdır. Ancak yazar her işçinin aslında bir de tüketici olduğunu ve eğer işçiler sistemden çıkarsa bu sefer malları tükecetek orta sınıfın yok olacağını ve sadece zirvede bulunan %5’in de orta sınıf kadar tüketemeyeceğini iletiyor. Çünkü kimse kendisine 1000 adet cep telefonu veya 10.000 adet araba almaz bu sebeple sadece zenginlerin tüketim yaptığı bir sistem orta sınıfın tüketim yaptığı sistemden daha sağlıksızdır.
Kitap ilerleyen bölümlerde de sağlık, eğitim vb. sektörlerin bu değişimden nasıl etkileneceği ve bu etkilerin sonuçlarını tartışmaktadır. En son olarak yapay zeka, yapay gerçek zeka, otonom arabalar, 3d yazıcılar gibi konuların etkilerini yazar enteresan bir şekilde okuyucuya aktarmış.
Kitap ile yazılabilecek çok fazla şey var ancak bunu siz okuyuculara bırakıyorum, altını çizdiğim bir kaç cümle aşağıdadır.
- Geçici işten çıkarmalar, yerini işsiz toparlanmalara bırakıyor.
- Eşitsizlik yalnızca gelir seviyelerinde değil, tüketimde de gittikçe artıyor. Günümüzde hanelerin en zengin %5’i, harcamaların %40’ını gerçekleştiriyor.
- Yani maaşlar düşerken ve işsizlik artarken, sağlık masraflarının artmaya devam etmesidir. Dolayısıyla buradaki tehlike sağlık sektörüne robotların el atması değil, el atmaması olacak gibi gözüküyor.
- Avrupadaysa mezunların %30’unun şu an çalıştıkları iş için fazla kalifiye olduğu düşünülüyor. Kanada’da bu oran %27 Çindeyse işgücünün %43’ü aşırı eğitimli.
- İşçiler aynı zamanda tüketicidir.
Kitap açıkcası üzerinde çok düşünmeye ve araştırmaya sevk eden konular ile dolu.
Bu konulara ilgi duyan birisi iseniz mutlaka okuyun!