ÖzÜ Kültür Yayınları tarafından yayınlanan, Rıdvan Akar tarafından yazılan “Bir Dünya Kurmak” adlı kitap Hüsnü Özyeği’nin yaşam öyküsünü anlatan bir biyografi kitabıdır. Kitap bence gerçekten global ve büyük bir hayat nasıl olur konusunu çok akıcı bir dil ile okuyucuyu sıkmadan anlatmayı başarmış güzel bir biyografidir.
Kitap Hüsnü Özyeğinin çocukluk yılları ile başlamaktadır. İzmir’de doğması ve çocukluk yıllarının bir kısmı ve daha sonra öğrenim hayatı ile devam eden kitap sanırım Hüsnü bey’in hayatında bir dönüm noktası olan Robert kolej’deki hayatını anlatmaktadır. Kolej’de okuduğu dönem içerisinde Mehmet Emin Karamehmet, Vural Akışık ve Muammer Ünlüer gibi okul arkadaşları ile tanışması, Kolej eğitiminin sadece ders içerikli değil sosyal beceriler içeriği olarak da öğrencilere verdiği eğitim yine bu bölüm içerisinde anlatılmaktadır. Özyeğinin liderlik vasıflarını geliştirdiği sosyal hobileri bu bölümde gözlemleyebilmekteyiz.
Daha sonrasında Amerika’ya eğitime giden Hüsnü Özyeğin, ilerleyen zamanda yüksek lisansını da Harvard’da yapmıştır. Harvard’a gidecek parayı bulamayan Hüsnü Özyeğin’e Amerika’da kaldığı zaman ve neredeyse aileden saydığı bir aile yardımcı olmuştur. Ancak Hüsnü Özyeğin Harvard’ın kantinini işleterek tüm okul parasını çıkartmayı hatta üzerine biraz para biriktirmeyi de başarmıştır. (Bence kelimenin tam anlamıyla örnek alınacak bir hikayedir!)
İş hayatına Robert Kolej’den arkadaşı Mehmet Emin Karamehmet’in sahip olduğu Çukurova grup içerisinde başlayan Hüsnü Özyeğin, bir süre sonra Pamukbank bankasına bankacılık işini öğrenmeye Yönetim Kurulu üyesi olarak başlamıştır. Pamukbank’ta sahada bir yönetici gibi çalışması, her detayın içerisinde yer almaya çalışması ve zamanı öğrenmek için maksimum çaba ile geçirmesi hem Pamukbank hem de Hüsnü Özyeğin için bir başarı hikayesi olmuştur. Pamukbank’tan daha sonra Yapı Kredi genel müdürlüğü yapan Hüsnü Özyeğin daha sonrasında kendisine Ziraat Bankası’nda bir rol önerilmesine rağmen kendi girişimci hikayesini yazmaya karar vermiş ve Finansbank’ı kurmuştur. Sürekli olarak saha da olan ve yöneticiyi yöneten Hüsnü Özyeğin kısa sürede bankayı sektörde önemli bir kurum olmasını sağlamıştır. En sonunda da bankayı 5,5 milyar dolar’a NBG’ye satmıştır. Kendisi bu satış sonrasında da üniversite, liman, perakende vb. bir çok konuda daha aktif olarak rol almıştır.
Kitaptan altını çizdiğim bazı cümleler,
- Finans işinin içinden biri olarak en derine kadar bilmeme rağmen Hüsnü bey’in başka kişilere, yöneticilere, çalışanlara o stresi yansıttığını hiçbir zaman görmedim. Bu çok önemli bir şey. Sağlam kalabilmek. Çok önemli bir artıydı.
- Hızlı düşün, hemen karar al ve hızla uygula…
- Başarılı yöneticilerin performanslarını ölçümlemeyi ve onları maddi ve manevi bakımdan diğer bankalardan çok farklı şekilde ödüllendirmeyi öğrendim.
- Biliyorsun denizcilikte gemide geçen yıllar tecrübe için tek karine değildir. Aslolan atlattığın fırtınadır. Kaptanın iyisi atlattığı fırtına ile belli olur.
- Örneğin o yıllarda Yapı Kredi’de sadece yurtdışı reklama 1 milyon dolar harcanmış ama buna karşılık yurtdışındaki personelin eğitimi için 25 bin dolar bile harcanmamıştı.
- Bir yöneticinin performansının en önemli kriteri kendi ekibini iyi kurabilmesiydi.
Kitap içerisinde dikkatimi çeken bir nokta da Özyeğin’in her yeni rolünde kendi ekibi için o konuda sektörde tecrübeli yöneticileri işe aldığı oldu. Bu sayede hem işi profesyonelinden öğrenme şansı yakalıyor hem de işi anahtar teslim olarak teslim edebileceği kişilere emanet etmiş oluyordu.
Bence kitap gerçek anlamda bir başarı hikayesi olan hayat öyküsünü çok iyi bir şekilde aktarmayı başarmış, ancak bence daha da önemlisi kitabın bu başarı hikayesinin önemli yanlarını -cesaret, network, azim, vizyon, sıkı çalışma, zeka, mentor- çok güzel örnekler ile anlatmayı başarmış olmasıdır. Büyük hayallerin, sıkı çalışma ve azim ile nasıl muhteşem sonuçlar verdiğini gözlemleyebildiğimiz bu biyografiyi büyük bir keyif ile okudum, sizlere de bu kitabı öneririm.