“İlim ve irfan insanın kaderini yavaş yavaş değiştirebilir, ama tarihin kaderini bir anda değiştiren çarpıcı olayların asıl ardında yatan, insanların dinamizmi ve bir yanardağ gibi aniden patlak veren tutkularıdır.”
Bu hafta Everest yayınları tarafından yayınlanan ve İpek Çalışlar tarafından yazılmış Halide Edip Adıvar’ın biyografisini okudum. Kitap bence bir biyografinin ötesinde Cumhuriyet öncesi dönem, Cumhuriyet’in ilanı ve sonrasında Türkiye’nin siyasi, politik durumuna değinen bir araştırma/biyografi kitabı.
Kitap Halide’nin ailesinin yaşamı ile başlıyor. Halide Edip Adıvar’ın ailesinin 1500’lü yıllarda İspanya’daki engizisyondan kaçıp Bursa’ya yerleşen Sefarad’lardandır. İlerleyen dönemde Halide Edip ilk evliliğini kendisine matematik öğretmek üzere görevlendirilmiş Salih Zeki ile yapmaktadır. Keskin bir zekaya sahip Salih Zeki’den çok etkilenen Halide Edip bir yandan da eğitimini Amerikan Kız Kolejin’de eğitim almaktaydı. Salih Zeki ile evliliği evli olduğu dönemde Salih Zeki’nin bir başka kadın ile ilgilenmesi sebebiyle biter.
Daha sonrasında Adnan Adıvar ile olan evliliği, kurtuluş savaşında yer alması, Atatürk ile fikir ayrılığına düşmesi sebebiyle yurttan ayrılışı, Atatürk’ü vefatından sonra yurda dönüşü, İnönü döneminde tekrardan siyasete atılması, İstanbul üniversitesinde İngiliz dili filoloji bölümünü kurması, yazdığı romanlar, kadınlara oy hakkı verilmesi için vermiş olduğu mücadele, Hindistan ziyareti, Amerika ziyaretleri, Fransa günleri, azınlıklara olan varlık vergisi uygulaması, Yakup Kadri, Yahya Kemal ile anıları vb. onlarca konu detaylıca kitap içerisinde anlatılmış.
Kitap bana Cumhuriyet dönemi muhaliflerinin gözünden Türkiye’yi anlatması yönünden enteresan geldi.
Genelde büyük işler başarmış insanların biyografilerinde ortak özellikleri olarak bu kişilerin çok çalıştıkları, geniş bir çevreye sahip oldukları ve durmadan bir şeyler üretmeye devam ettiklerini gözlemliyorum. Savaş döneminde dahi üretmeye ara vermeyen, roman veya makale yazan okuyan Halide Edip’in biyografisi beni oldukça etkiledi. Bu tür insanlar genelde durumlar ne kadar zor olursa olsun, hiç bir şekilde yılmadan çalışan, mazeret yerine marifetleri ile öne çıkan, hayatlarında onlarca zorlukla karşılaşmış ancak bunların hepsine karşı dik durmayı başarmış yılmayan kişiler.
Halide Edip Adıvar’ında biyografisi de gerçekten kitapta yazıldığı gibi “Biyografisine Sığmayan Kadın” olarak nitelendirilebilecek kadar fazla anı içeriyor.
Kitap biraz uzun ancak içeriği dolu dolu ve bir çok farklı konuda bilgi barındırması sebebiyle bence Cumhuriyet’i bir muhalifin göz ile incelemek isteyenler için iyi bir içerik sunmaktadır.