Microsoft firmasının üçüncü CEO’su olarak görev yapan Satya Nadella tarafından 2017 yılında yazılan “Yenile” kitabı Satya’nın kariyer yolculuğunu ve Microsoft’ta başarmış olduğu değişimleri anlatan bir biyografi kitabıdır.
Kitap, Satya Nadella’nın kısa bir hayat hikayesi ile başlamaktadır. Daha sonrasında farklı dokuz konuda neler düşündüğünü bölüm bölüm bizlere iletmektedir.
Bence Satya Nadella gerçek bir dönüşüm insanıdır. Görev yaptığı süre boyunca Minecraft, LinkedIn ve GitHub gibi çok büyük satın alımlar yapma kararlarını vermiştir. Ayrıca Microsoft’un ana işi olan günlük yazılım programlarının yanına çok ciddi bir bulut (Azure) departmanı kurmuştur. Bu kadar büyük bir firmada bu denli büyük değişimler/kararların alınabilmesi bence iyice analiz edilmesi gereken olgulardır.
Kitap içerisinde bunun nasıl yapıldığı ile ilgili bazı ipuçları yer almaktadır. Kurumsal güvenin inşa edilmesi, iyi bir misyon ve vizyonun belirlenmesi, lider olarak hedeflerin iyi belirlenmesi, hatalardan ders çıkartılması ve çalışanları harekete geçirecek bir kültürün oluşturulması oldukça önemlidir. Çalışanları harekete geçirme vizyonunu “Çalışanların asıl istediği şey, deyim yerindeyse felç inmişçesine elimizi kolumuzu bağlayan bu tutulma halini ortadan kaldıracak bir yol haritasını oluşturulmasıydı.” cümlesi ile bizlere aktarmaktadır.
Kitapta benim en çok hoşuma giden kısım Satya’nın “Bu şirkette lider olmak istiyorsanız, gübreyle dolu çiçek bahçesinde gül kokusunu alabilmelisiniz.” mantığı oldu. Kitapta baştan sonra başarmaya odaklanmış, bahaneleri hiçe sayan, söylenmek ve eleştirmek ile zaman kaybetmenin zaman kaybından başka bir şeyin olmadığını açıkça düşünen bir lider olduğunu gözlemleyebiliyorsunuz. Bugünün bence en önemli sorunlarından bir tanesi çalışanların çok büyük bir kısmının sevmediği bir işi, sevmediği bir ortamda yapmasıdır. Liderlerin en önemli sorumluluğu bu tür ortamları olabildiğince iyi analiz ederek şirket kültürünü oluşturan yönetici ve çalışanların en iyi şekilde işe alındığından, en iyi şekilde çalıştıklarından ve en iyi şekilde kültüre pozitif katkıda bulunduklarından emin olmalarıdır.
Satya ayrıca ileride çocukların olayların içeride kalması için dört önemli unsur olduğunun altını çiziyor. Empati, Eğitim, Yaratıcılık ve Hesap verilebilirlik. Bugün okullarda bunların derslerinin olması gerektiğini düşünüyorum ancak ne yazık ki eğitim sistemi hala sanayi çağından kalma alışkanlıkları ile çocukları gerçek dünyaya hazırlamaya çalışmaktadır.
Kitaptan altını çizdiğim cümleler,
- Kriket terimleriyle konuşacak olursak bir liderin işini ne kadar iyi yaptığını gösteren güzel vuruşlarının ortalaması onun iş hayatındaki ömrünü tayin edecektir.
- Yapay zekanın önümüzdeki on yıl içerisinde konuşma ve görsel tanıma görevlerini bir insandan çok daha iyi yerine getireceğini düşünüyorum.
- Mahkemelerin, yirmi birinci yüzyıl teknolojisine ilişkin meselelere hesap makinesinin büyük icat olarak görüldüğü bir devirde kaleme alınmış yasalarla çözüm aramasının abesle iştigal olduğunu düşünüyoruz.
- İnziva buluşmalarına getirilen ilk değişiklik önceki yıl satın aldığımız şirketlerin kurucularını da bu toplantıya davet etmek oldu. “…” Onların şirkete dışarıda bakabilen taze bakış açılarından öğreneceğimiz bir takım şeyler olduğunun farkındaydım.
- Bu şirkette lider olmak istiyorsanız, gübreyle dolu çiçek bahçesinde gül kokusunu alabilmelisiniz.
- Bizi sınırlayan engeller hayatın gerçeğidir ve her zaman bir şekilde olacaktır. Ne var ki liderler engelleri aşabilen yetenekli insanlardır, işleri gerçekleştiren de onlardır.
Açıkçası kitabın büyük bir kısmında kurumsal / vizyon ve misyon jargon olması sebebiyle konularda gerçek detayların anlatılamadığını düşünüyorum. Dünyanın en büyük firmalarından birisinin CEO’su gözünden olayları görmek keyif verici olsa da bu kitabın bir özetinin okunmasını yeterli olacağını düşünüyorum.