Pegasus yayınları tarafından 2019 senesinde yayınlanan Matthew Walker tarafından 2017’de yazılmış olan “Niçin Uyuruz” (Why we sleep) kitabını geçen hafta bitirdim. Kitap “uyku” kavramı ve etkisi üzerine oldukça geniş bilgiler veren bir araştırma kitabıdır.
Uykumuz REM (Rapid-eye movement) ve NREM (Non-Rapid eye movement) adı verilen iki farklı türde gerçekleşmektedir. REM rüyalarımızı gördüğümüz daha derin uyku kısmıdır ve NREM ise daha yüzeysel olarak uyuduğumuz ve uyku süremizin yaklaşık %80’ini oluşturan uyku türüdür.
Kitapta neden iyi uyumamız gerektiği ile onlarca araştırma yer alıyor, ve tüm bu deneylerden çıkan sonuç eğer uykunuzu o gün iyi almadıysanız daha sonra vücudunuz o uyku kaybını telafi edemiyor. Yani çok yorulduğunuz bir hafta eğer normalde 8 saat uyku almanız gerekirken siz 5-6 saat ile idare ettiyseniz hafta sonu 20 saat uyusanız dahi maalesef iyi uyumadığınız akşamları vücudunuzda vermiş olduğunuz zararı telafi edemiyorsunuz.
İyi uyuyamamanın, obezite, odaklanma problemi, hafızanın ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi bir çok ciddi yan etkisi bulunmaktadır.
Kitapta benim için ilginç olan bir kaç kısım vardı.
Bunlardan bir tanesi vücudumuzun uykuyu ürettiği gerçeği idi. Yani açlık vb. kavramlar gibi vücudumuzda ayakta olduğumuz tüm süre boyunca uyku üretmektedir. (Ve eğer öğlen 3’ten sonra bir şekerleme yaparsanız bu üretilmiş uyku ihtiyacını yok edersiniz.)
Yunuslar ve balinalar unihemisferik yani beyinlerinin sadece yarısı ile uyuyabilirler.
Somnanbulizm, Hareket (ambulation) + Somnus (Bozukluk) -> Uykuda yürüme, uykuda konuşma, uykuda yemek yeme gibi uyurken hareket etme rahatsızlığına verilen ad. Bununla ilgili aşırı uç bir örnek olarak 1987 yılında Kenneth Parks adı verilen bir şahıs (işsizlik ve kumar sorunu olan) uyurken farkında olmadan arabasına binip kayın validesinin evine kadar çıplak ayakla araba kullanıyor. Eve girince kayın validesini bıçaklayarak öldürüyor ve kayın pederinin boğazını sıkıyor. Daha sonrasında uyandığında ellerindeki kanı görerek polise gidiyor ve “galiba birilerini öldürdüm diyor…” (Mahkeme Parks’ı rahatsızlığından dolayı suçsuz buluyor!)
Açıkçası uykunun insanın yaşam kalitesi için önemli bir faktör olduğunu biliyordum ancak bu kadar etkisinin olduğunu hiç düşünmemiştim. Günümüzde 6 saatlik uyku yeterli olur mottosunun ne kadar yanlış olduğunu anladım.
Bence günümüzde verimlilik arttırmak adına az uyumanın önerilmesi yerine, iyi ve tam bir uyku alınması önerilmelidir. Esas geliştirilmesi gereken uyanık olduğumuz zamanlarda neye ne kadar vakit harcadığımız olmalıdır.
Kitaptan altını çizdiğim bazı cümleler,
- Kafeinin ortalama yarılanma ömrü beş ile yedi saattir.
- Gece yarısı teriminin anlamını hiç düşündünüz mü ?
- Ayrıca “de-caffeinated” ifadesinin “kafeinsiz” anlamına gelmediğini de bilmelisiniz.
- Uykulu halin en hassas işareti yavaşlık değil, tamamen atlanan tepkilerdi.
Uyku konusunu çok fazla önem vermiyorsanız, veya bu konuda çok fazla bilginiz yoksa bu kitabı okumanızı sizlere öneririm.