“Sonu armağan ile biten hiçbir şey son değildir asla.”
Domingo tarafından yayınlanan 2016 yılında Gavin Francis tarafından yazılmış 2017 yılında Şiirsel Taş tarafından Türkçe’ye çevrilmiş “İnsan Vucüdüna Seyahat” bir doktorun insan organları ile ilgili kişsiel tecrübelerini aktardığı bir kitaptır. Gavin Francis 1975 İskoçya doğumlu bir hekimdir. Kariyeri boyunca Hindistan, Afrika gibi farklı kıtalarda görev yapmış, askeriyede bir süre hekimlik görevini devam ettirmiştir.
Kitap Beyin, Baş, Göğüs, Üst Uzuvlar, Batın (Böbrek, Karaciğer, Kalınbağırsaklar), Pelvis ve Alt uzuvlar bölümlerinden oluşmaktadır. Kitabın her bir bölümü ayrı ilgi çekici ve tıp bilimindeki tanımları ve işlevlerini anlatmak yerine doktorun bu uzuvlar ile ilgili hastalarından tecrübe etmiş olduğu anıları anlatmaktadır.
Kitapta bir çok ilginç bölüm bulunmaktadır,
Ben mesela bir insanın (kadavra incelemesinde) yüz kaslarının incelenerek nasıl bir hayat yaşadığı ile ilgili sonuca varılması kısmını enteresan buldum. Bu bölümde yazar “Kadavralar arasında bireysel farklılıklar vardı. Ölüm, ifadelerini yumuşatmış olsa da yüz kaslarının gelişimi, her birininin yaşarkenki tutumuna dair ipuçları veriyordu. En fazla değişkenlik gösterenler, ağız köşelerini yana doğru çekerek gülümsememimiz sağlayan zygomaticus major ve minor kaslarıydı. Bu kaslar kimilerinde, kahkahalarla geçmiş bir hayatın izleri gibi kalın ve belirgin olurdu. Kimilerindeyse acı dolu yılların göstergesi olan kuruyup büzüşmüş ince tellere benzerdi.” diye bizlere bir gözlemini sunmaktadır.
Kitaptan bir başka enteresan bölüm ise annenin bebek ile olan göbek bağının aslında kök hücrelere sahip olduğunu anlattığı ve bu hücrelerin vücutta başka bölümlerin geliştirilebileceği hücreler olduklarını anlattığı bölüm oldu. (Bu bölümü okuduktan sonra göbek bağını bir üniversite bahçesine gömerken iki kere düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum!)
Kitaptan alıntı: “Yaşlılara hayatın ileriki dönemlerinde hareketlilik ve bağımsızlık sağlayan titanyum, krom ve kobalt bileşimleri krematoryum tarafından toplanır, eritilir ve uyduların, rüzgar türbinlerinin, uçak motorlarının kıymetli parçalarına dönüştürülür.”
Kitaptan alıntı: “Ölen kişi gömülmeyip yakılacaksa, uzman hekimin doldurması gereken iki form vardır: ölüm belgesi ve yakılma formu. Yakılma formu, ölümle ilgili şüpheli bir durum olmadığı için cesedi yakma işleminin delilleri ortadan kaldırması gibi bir sorun da bulunmadığını teyit eder. Bu formun bir başka işlevi, cenazeyi kaldıranların, ölünün vücudunda kalp pili ya da radyoaktif implant bulunmadığından emin olmasını sağlamaktır. Kalp pilleri yakma fırınındaki ısıya maruz kaldığında patlayabilir ve bazı kanserlerin tedavisinde kullanılan radyoaktif implantlar küllerin arasında kalırsa başkaları için tehlikeli olabilir.”
Kitaptan altını çizdiğim bazı cümleler,
- Cerrah olacak kişi önce savaşa gitmelidir.
- Antik çağlardan günümüze savaş, her birinden bir şeyler öğrenebileceğimiz çok sayıda kaybı da beraberinde getirmiştir. Diğer uzmanlık alanlarında olduğu gibi tıpta da mükemmele ancak pratik yaparak ulaşılabilir.
- Ancak insanı işlevsiz kılan derin bir mutsuzluğa gömülüp kalmışsanız düşünce tutarlılığının bozulması sizin için bir rahatlama bile olabilir.
- Algının kapıları temizlenseydi her şey insana olduğu gibi görünürdü.
Kitap bence mutlaka okunması gereken eğlenceli bir insan vücudu tecrübeleri kitabıdır, sizlere öneririm.