Domingo Yayınları tarafından yayınlanan Mark O’Connel tarafından 2017 yılında yazılmış 2018 yılında Öznur Karakaş tarafından çevirisi yapılan “Makine Olmak” kitabı transhümanizm üzerine bir inceleme kitabıdır.
Transhümanizm: (Vikipedi*) İnsanın fiziksel ve bilişsel yeteneklerinin artırılması ve yaşlanma ve hastalanma gibi arzu edilmeyen veya gereksiz görülen yönlerinin ortadan kaldırılması amacıyla teknoloji ve bilimden faydalanılması gerektiğini öne süren uluslararası bir entelektüel ve kültürel harekettir.
Kitap yazarın kurgu bir hikaye ile hasta olduğu ve robot bir bakıcısı ile yapmış olduğu diyaloglar ile başlamaktadır. Daha sonrasında ise insanın ölümsüz olup olamayacağını, ölümün acaba bir hastalık mı yoksa doğanın bir kanunu mu olduğunu, ölümsüzlük konusunda şu anda hangi seviyedeyiz gibi bazı sorulara yanıt aramaktadır.
Genel olarak insanın bilişsel yeteneklerinin kopyalanması, arttırılması ve bedenden bağımsız olarak yürütülebilmesi için yürütülen çalışmaları anlatan yazar, insanın bin yıl yaşamasının, beynin protein ve nöronlarının bir simülasyonunun oluşturulmasının ve insan bedeninin kısıtlarından kurtulunduğu zaman insanlığın nasıl bir evrim geçirebileceği konusunu ele almaktadır.
İnsanın en büyük kısıtlarından bir tanesi maalesef bedensel kısıtıdır. İnsan ömrünün geçmiş 100 yıl içerisinde büyük oranda uzamasına karşılık hala insan olarak çok kırılgan ve her an her şeyin kaybedilebileceği bir dünyada yaşamaktayız. Ne kadar teknoloji ilerlemiş olursa olsun, bir insanın bir trafik kazası veya bir kalp krizi ile aniden ölmesi hala çok mümkündür. Bu ani yok oluş insanın o zamana kadar biriktirmiş olduğu beyinsel yeteneklerinin kaybolmasına yol açmaktadır. Transhümanizm bu konuda insanın bir sonraki aşamaya geçerek insan üstü bir yaşam formunun nasıl olacağını düşlemektedir. İnsanın daha iyi gördüğü, daha iyi duyduğu, her şeyi daha iyi yaptığı bir dünyada insanlar git gide daha fazla makine olacaktır.
Bu dünya ölümsüz insanlar olarak yaşamaya uygun mudur ve bizler makineler ile yaşamaya hazır mıyız ?
Kitaptan altını çizdiğim bazı cümleler,
- Yani, sürdürülemez bir oranda ürüyor, bütün kaynakları tüketiyoruz. Libidomuz Buz Çağı’na layık ve o zamanlar dörtte birimiz, anneyle birlikte doğumda ölüyordu.
- Sahip olduğumuz donanım, Afrika savanalarında başkalarını kafalarını kırmak için muhteşem olabilir ama şu anda içinde yaşadığımız dünyada pek işe yaramıyor. Donanımı değiştirmemiz lazım.
- Mesele, bu teknolojiden ne istediğimizi tamı tamına ve muğlak olmadan tanımlayabilmekti.
- Peter Thiel, insanlar, iklim değişikliğini haddinden fazla düşünüyor ama yapay zekayı düşünmeye gerektiği kadar zaman ayırmıyor.
- Teknolojinin kendisi, diye düşündüm, bedensizleşme stratejisi değil mi zaten ?
Kitap biraz roman havasında ve biraz da yazarın kişisel yeni insanlar ile tanışma tecrübelerinden oluştuğu için ben biraz yüzeysel buldum, bu kitabın bir özetinin okunması bence yeterli olacaktır.