Geçen hafta (içerisinde kendisininde oynadığı) Nadine Labaki tarafından yönetilen “Capernaum” adlı filmi izledim. Aslında bunun bir film olmadığını her gün gerçekleşen büyük dramların birebir ekrana yansımasıda diyebiliriz. Filmin bu denli çarpıcı olmasında aktivist direktör Nadine Labaki’nin büyük bir payı olduğunu düşünüyorum.
Lübnanlı bir çocuk olan Zain’in hikayesini anlatan “Capernaum” göçmen hayatını muhteşem bir şekilde gözler önüne seren bir dram filmidir. Film, Zain’in çocuklarını çok kötü bir şekilde yöneten ailesine baş kaldırması ve evden kaçması sonucunda başına gelen olayları anlatmaktadır. İmkansızlığın zirvesinde yaşayan Zain maalesef hem aile yaşamında hem evden kaçtıktan sonra hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Genç yaşta kız kardeşini bir adam ile evlenmeye zorlayan ailesinden kaçıp sokaklara düşen Zain, Etiyopyalı mülteci Rahil ve oğlu Jonas ile yaşamaya başlar. Ancak sistemde herhangi bir düzgün kayıdı bulunmayan Rahil’in de hayatı çok iyi değildir.
Akıl almaz boyutlarda sefalet içerisinde geçen bir hayatı gözler önüne sergileyen film anne/baba ve mülteci konularını çok dokunaklı ve net bir şekilde izleyiciye aktarıyor. Günümüzde gelir eşitsizliğinin hala çok yüksek seviyelerde olması, eğitim ve ekonomik refah seviyesinin düşük olması düzeltilmedikçe bu hayatlar yaşanmaya her zaman devam edecektir.
Ben bu filmi mutlaka izlenmesi gerekenler listesine ekliyorum. Size de izlemenizi öneririm.
İlerleyen dönemde Nadine Labaki’nin bir başka filmi “Where Do We Go Now” – Peki Şimdi Nereye’yi izleyerek yorumlarımı paylaşacağım.
Misel Aji'nin Dünyası 