Kategoriler
Kitaplar

Sistem Hatası (Edward Snowden)

Son kertede saklayacak bir şeyiniz olmadığı için mahremiyetle ilgilenmediğinizi söylemenin, söyleyecek hiçbir şeyiniz olmadığından ifade özgürlüğüyle ilgilenmediğinizi söylemekten bir farkı yok.”

Edward Snowden tarafından yazılmış 2020 yılında yayınlanan Sistem Hatası kitabı Epsilon yayınevi tarafından yayınlanmış CIA ajanı olan Snowden’in yaşadıklarını anlattığı bir “biyografi” kitabıdır.

Kitap Snowden’ın “hack” macerası ilk hack’lediği alet olan yatma saati bölümü ile başlıyor. Evdeki tüm saatleri “biraz” geriye alan Snowden bu şekilde yatma saatini erteleyebileceğini düşünür ve bir geceliğine başarıya da ulaşır. Ancak sabah evdekilerin durumu fark etmesi ile tekrar herşey eski düzene döner.

Kitabın ilerleyen bölümlerinde Snowden’ın programlama öğrenmesi, freelancer olarak çalışması, 11 Eylül saldırısını yaşaması ve bilgisayar sistem yöneticiliği sertifikasını almasındaki süreç anlatılıyor. Bunlardan sonra CIA’e katılması, dijital ortama düşen herhangi bir şeyin nasıl asla yok olmadığını anlaması ve CIA’in bunu nasıl kullandığını anlattığı bir kaç bölüm yer alıyor. Bu seviyede tüm datayı takip eden CIA’in yaptığından rahatsız olması ve sonra basına yansıyan ifşa dönemi kitap içerisinde yer alıyor.

Kitapta bana ilginç gelen bir bölüm CIA’in nasıl elemanlarını gizledikleri bölüm oldu. İşe alınan bir CIA çalışanı, sanki DELL veya herhangi bir alt firmasında çalışıyormuş gibi gösterilerek işe alınmaktadır. Ancak bu çalışanlar ne DELL’in ne de başka bir ofisin kapısından iş anlaşmasını imzalamak dışında asla girmiyorlardı. Eş ve dostlarına da hep bu büyük firmalarda çalıştıklarını anlatıyorlardı. Bugün Amerika’da bizlerin büyük olarak nitelendirdiği firmalarda çalışanların kaçı CIA ajanı acaba ?

Kitapta enteresan bir başka bölümde hiçbir dijital verinin kaybolmadığı, hele ki internet üzerinde dolaşan her verinin mutlaka bir yerlerde saklandığını ve bunu CIA’in kişileri takip etmek için nasıl kullandığını anlattığı bölüm oldu. “Saklayacak bir verim yok” zaten diyen kişiler içinde “Son kertede saklayacak bir şeyiniz olmadığı için mahremiyetle ilgilenmediğinizi söylemenin, söyleyecek hiçbir şeyiniz olmadığından ifade özgürlüğüyle ilgilenmediğinizi söylemekten bir farkı yok.” gibi çok güzel bir karşı savunma yapıyor. Herhangi bir şekilde telefon kullanıyorsanız, sosyal medya üzerinde paylaşımda bulunuyorsanız bir gün aleyhinizde kullanılabilcek veya sizleri bulmayı kolaylaştırabilecek “ekmek kırıntılarını” sokağa bırakıyorsunuz demektir.

Kitaptan altını çizdiğim bazı cümleler,

  • Ordu kendi savaşçılarını yaratmak için önce insanları çok güçsüz ve isteksiz ya da itaat etmek dışında hiçbir şey yapamaz hale gelene kadar eğitim yaptırarak içlerindeki karşı koyma isteğini alır.
  • Koştuğunuz her metrede emir komuta zinciri içinde zihniniz çözülür.
  • Ya sesim kısılıncaya kadar haklarımı savunacaktım ya da en başından itibaren aslında bir sesim olmadığını gerçeğini kabuledecektim.
  • Nerede kural varsa orada hack vardır.
  • Yine de internette okudukça 11 Eylül sonrası dünyanın bir istisnalar dünyası olduğunu iyice anladım.
  • Bankacı devasa bir cezayla yüzleşti, çünkü İsviçre,’de cezalar herkes için aynı değil, kişinin gelirine göre hesaplanıyor.
  • Basitçe söylersek, bilgisayarlar hataları düzeltmek için değil, gizlemek için tasarlanmıştır ve sadece nerede arayacağını bilmeyenlerden gizleyebilir.
  • 2008 krizi, toplum için yıkıcı olan bir şeyin seçkinler için faydalı olabileceğini, hatta genellikle de olduğunu fark etmeme yol açtı.

Ben dijital bilgiye farklı bir bakış açısı sunan ve biraz “içeriden” bilgi veren bu CIA ifşa kitabını sevdim. Bu konulara ilgi duyanlara öneririm.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s