Kazanmaya çok yakın olma duygusu son derece bağımlılık yapıcıdır.

“Karşı Konulamaz” İngilizce orijinal adı “Irresistible” olarak 2017 yılında yayınlanmıştır. Türkçesi aynı sene Paloma Yayınevi tarafından yayınlanan kitap, “Bağımlılık yapıcı teknolojinin yükselişi ve bizim ona esir edilişimiz” üzerine güzel bir araştırma/inceleme kitabıdır.
Kitabın yazarı Adam Alter, New York Üniversitesi Stren İşletme Okulu’nda pazarlama alanında çalışmaktadır. Yazarın bu kitap dışında New York Times gazetesi en çok satanlar listesinde bir kaç kitabı bulunmaktadır.
Kitap üç bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler sırayla, Davranışsal bağımlılığın ne olduğu ve kaynakları, Davranışsal Bağımlılığın Bileşenleri ve Davranışsal Bağımlılığın Geleceğidir.
2008 yılında insanlar telefonlarını ortalama 18 dakika kullanırken, bu rakam 2015 yılında 2 saat 48 dakikaya çıkmıştır. Günümüz dünyasında artık teknolojik cihazların kullanımı “bağımlılık” seviyesine ulaşmıştır.
Bağımlılık kavramı üzerine onlarca araştırma ve deney yapılmıştır. Bu deneylerin sonucunda davranışsal bağımlılığın altı bileşenden oluştuğu gözlemlenmiştir. Bu altı bileşen ulaşabildiğinizin az ötesindeki çekici hedefler, karşı konulmaz ve öngörülmez olumlu geri besleme, artan bir gelişme ve ilerleme duygusu, zaman içinde yavaş yavaş zorlaşan görevler, çözüm gerektiren gerilimler ve güçlü sosyal bağlantılardır.
Kitapta altını çizdiğim oldukça fazla bölüm oldu. Öğrencilere yapılan meyve suyu tatma testinden, Parkinson hastalarının iyileşmesi için bulunan “küçük başarılar” yöntemine, Beamon atlama hikayesinden, Larson’un “Press Your Luck” yarışmasında kazandığı 100.000 dolarlık ödüle kadar bağımlılık konusu ile ilgili onlarca enteresan hikaye kitap içerisinde yer alıyor.
Bir enteresan hikaye 34 numaralı fare deneyidir. Olds ve Milner yapmış oldukları bir deneyde farelerin beyinlerine elektrik sinyalleri gönderirler. Amaç elektrik şokları ve acı karşısında farelerin ne yapacağını gözlemlemektir. Deney sırasında 34 numaralı fare hariç tüm farelerin kafesin arkasına kaçtığını gözlemlerler. Bu duruma bir anlam veremeyen bilim adamları deneye devam ederler ve 12 saat boyunca fare aynı şekilde sanki acıyı istermişçesine farklı yere koşmaya devam eder ve sonunda ölür. Buna bir anlam veremeyen bilim adamları sonrasında farenin beynine batırılan milin eğrilmiş olduğunu fark ederler. Beynin haz bölgesine değen bu mil fareye acı yerine keyif/mutluluk yaşatıyordu. Keyif ve mutluluk yayan bölge farenin enerjisi kalmamış dahi olsa aktif bir şekilde fareyi yönlendirmeye devam etmiştir. (Bağımlılıkların bize vermiş olduğu zararları açıklamak için iyi bir örnek.)
Kitaptan altını çizdiğim bazı cümleler,
- “Tasarım ahlakçısı” Tristan Harris’e göre sorun insanların irade eksikliği değildir; sorun, “ekranın öbür tarafında işleri sizin özdenetiminizi yıkmak olan bin kişi” olmasıdır.
- Bağımlılık gerçekte büyük ölçüde çevre ve koşullar tarafından yaratılır.
- Çocuklarımıza kokainin tehlikeli bir şey olduğunu öğretiyoruz ve sadece bir yüzyıl önce uzmanların onu her derde deva görmesi inanılmaz geliyor. Oysa belki de bu üstünlük duygumuz yersizdir. Tıpkı Freud ve Pemberton’un kokainden büyülenmesi gibi, biz de bugün teknolojiye hayranız.
- Saplantılara giden yol, rakamlarla döşelidir.
- “Kazanç kılığına girmiş kayıp”
- Kazanmaya çok yakın olma duygusu son derece bağımlılık yapıcıdır.
- Neredeyse kazanmakla açıkça kaybetmek arasında hiçbir maddi fark yoktur. Ancak slot makinelerinde yengi tahrik edici bir biçimde yakın görünür.
- Bitirilmemiş işler insan aklında bitirilmiş işlerden daha fazla meşguliyet sağlar.
- Sosyal medya tasarlanmış ve düzeltilmiş görüntülerin karşılaştırılıp derecelendirilmesinden ibaret.
Kitap bence oldukça hızlı okunan ve bu konu ile ilgili güzel referanslar sunan bir araştırma/inceleme kitabıdır. Günümüz dünyasındaki bağımlılığa farklı bir bakış sunması açısından okunmasını öneririm.